AVUKAT TABUSU
Yaklaşık dört yıldır yaptığım felsefe okumalarım malumunuz. Bu okumalar Nietzsche’den sonra Varoluşçuluk’a doğru evrildi. Bu kapsamda şu an için uğrak durağım Sigmund Freud. Aslında doğrudan Freud okuma niyetim yoktu. Genel bir fikir edinebilecek kadar okuyup Jung üzerinden devam etme niyetindeydim. Fakat Freud’un kayda değer fikirleri olduğunu, doğru ifadeyle ondan istifade edebileceğimi görünce üzerinde daha çok durmaya karar verdim. Bu yazıyı Freudyen bir psikoloğun akademik değerlendirmeleri olarak okumayacaksınız elbette, ben daha da fazlasını, amatör bir psikoloji meraklısının yazısı olarak dahi okumamanızı rica ediyorum. Belki okuduğu bazı şeyler arasında alaka kurabilen bir okurun değerlendirmesi olarak okuyabilirsiniz, böylesi bizim için de müstahak olanıdır. Yazımızın konusunu Freud’un “Tabu” düşüncesi ve toplumun nazarındaki “avukat” algısı oluşturmaktadır. Bu yazıda toplum tarafından kötü bir tipleme olarak tahayyül edilen, çoğu zaman