SEMA YÖNEV'İ TANIYOR MUSUNUZ?

SEMA YÖNEV'İ TANIYOR MUSUNUZ?
Keşke tanımasaydık... Daha doğru ifadeyle, keşke böyle tanımasaydık. Sema Yönev dün öğle saatlerinde Kalkınma'da trafik terörüne kurban verdiğimiz üniversite öğrencisi arkadaşımız.
Kalkınma, özellikle de trafiği, Trabzon şehir yönetiminin sınıfta kaldığı mecralardan bir tanesidir. Trabzon'un bayır yerlerinden (gerçi devenin neresi doğru) bir tanesi Kalkınma yokuşu, zaten üç tane araba zor yan yana sığabiliyor. Bir şerit sürekli park hâlinde... Bazen iki şeritte de araba oluyor. Öyle sahnelere şahit oldum ki, güler misiniz, ağlar mısınız. Ben ağladım, o günden bugüne... Bir de işlek cadde. Farabî hastanesi orada, Kız KYK Yurdu orada. Otobüs, dolmuş dur-kalkları derken trafik sürekli tıkanıyor. Kontrolsüz sollamalar, sinirlenip gaza basmalar Kalkınma'nın olağanı... Acemî şoförler de ehliyet alınca soluğu hemen orada buluyor (belki bir şey düşer diye). Geliyorum diyen bir cinayetti bu.
Hep arkadaşlarımı uyardım dikkatli olmaları hususunda. "Yaşlı gibi taktın buraya" diyorlardı. İşte netice...
Kız arkadaşımı "makineye güven olmaz, makineye güven olsa üstündekine olmaz, her an dikkatli ol burada" diye çok uyardım.
Dün orada olan ben değildim, benim sevdiğim bir insan değildi, Sema'ydı. Kim bilir belki de birisinin sevdiği bir insandı. Hepimizinki bir can, hepimizinki aynı.
Sema Yönev. Bu adı bir haftaya, bilemedin bir aya, en kötü bir yıla unutacağım. Olan olmuş, ölen ölmüş olacak. İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyormuş. Aynı üniversitenin öğrencisi olarak belki kampüste birbirimizin yanından geçtik, belki aynı kafede oturduk, belki aynı dolmuşa bindik. Belki kütüphanede birbirimizi "kalksa da yerine otursam" diye gözledik.
Şimdi Sema vizelere giremeyecek. Vizelere giremediği gibi okulunu da bitiremeyecek. Ailesine diploma getiremeyecek. Emek verdiği alanında bir şeyler üretemeyecek. Sevemeyecek, sevilmeyecek. Çocukları olmayacak, torun sevmeyecek. Yaşlanmayacak.
Tüm bu absürtlüğün, bu boşluğun, bu yoktan yere bir canın göçüp gidişinin havsalamda tek bir karşılığı var: "İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn"
Ve bizim hissemize düşen ders çıkartmak: Şans eseri, lütfen yaşıyoruz. Sevdiklerinizin kıymetini bilin ve hiçbir vakti boşa harcamayın.
Şehir yönetmek oyun oynamak değil. Orada olan Sema'nın anne babasının kızıydı, bu şehri yönetenlerin kızı yahut oğlu değil diye "freni patlamış, takdir-i ilahi" diyerek geçemeyiz. Freni mi patlamış, sollarken virajı mı alamamış muhakeme neticesinde göreceğiz. Fakat öyle veya böyle, işin gerçeği şu: Sema Yönev artık yok. Bir can ne demektir? Birazcık mes'uliyet. Hesap vereceğiz! Siz de vereceksiniz!

05.04.2018
Pirali Çağrı ŞENSOY
Ortahisar - Trabzon

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MERKEZ VE ÇEVRE MÜCADELESİNDE TRABZON VE TRABZONSPOR

Yaşamak Üzerine Notlar: “Bu Hayatı Nasıl Yaşamak Gerekiyor” Sorusu Üzerine

Zevkler ve Renkler Tartışılır: Rölativizme/Göreceliliğe Eleştiri