ÜSLUP ÜZERİNE BİR DERS / HATIRA VE PRENSİPLERİM

Anlatacağım hayatıma tesir eden anılardan birisi:
Ortaokula giderken, bugün yaşını almış birçok ergenlerin hâlâ yaptığı üzere, fikirlerimi öteye beriye hakaret ve küfür ederek savunduğumu sanırdım. Bir keresinde, Youtube'de Hatırla Sevgili dizisinin bir bölümünün altında solcu ve Kürtçü insanlarla tartışırken aynı şekilde küfür ve hakaretlerle güya vatan kurtarıyordum. Hiç unutmuyorum, profilinde PKK'nın renkleri olan birisi bana "küfür ve hakaret söyleyecek şeyleri olmayanların başvurdukları yoldur, acziyetin göstergesidir" demişti. Müthiş bir ders! O gün bu gündür fikirlerimi küfür ve hakaretten ari olarak savunmaya gayret ederim. Bugün fikirlerimi akademik düzlemde savunabilecek raddeye geldiysem bu dersi almamın bunda payı vardır. (Umarım o kişi bana bu dersi vermesinin yüzü suyu hürmetine terör örgütünün ağından kurtulmuştur.)

Tüm bunlarla birlikte, yalnızca küfür ve hakaret etmekten kendimi sakınmam, küfür ve hakaret edenlerle sohbet de etmem. Bu prensibin altında yatan sebep küfür ve hakaret etmeden fikrini savunmaktan aciz olanların benim ortaokul hâlimle muhatap olmaya layık olmalarındandır. Bunu kibir olarak nitelendirecekler olabilir, kendileri bilir. Ancak küfür ve hakaret etmeden, temiz ve nezih bir üslupla fikrini savunamayan insan benimle sohbet etmeyi hak etmiyor, ben onunla sohbet etmeyi hak etmediğim için benimle sohbet etmeyi hak etmiyor.

Şu hâlde mevzusu açılmışken bir sohbette "sine qua non" şartlarım şunlardır: 

  1. Nazik ve temiz bir üslubu olmayan insanla tartışarak kendimi alçaltmam. 
  2. Bilmediği konuda konuşan, ahkâm kesen, kulaktan dolma bilgileri hakikaten sanan kişinin "maruz kalınan" bilgileriyle, benim bin bir güçlük ve ıstırapla, topraktan tırnaklarımla kazırcasına, edindiğim bilgilerle teati etmem. 
  3. Söylediğimin tesiri olmadığı, beni dinlemeden anlamaya çalışmadan argümanlarını ısrarla papağan gibi tekrarlayan kişilere harcadığım zamana acırım. 


İnsanların farklı ihtisas ve merakları vardır, bundandır ki farklı konulardaki bilgi seviyeleri de aynı değildir. Bilgimin az ve yetersiz olduğu konularda benden daha bilgili kişilerin sohbetlerinde bulunmaktan, onları dinlemekten, kafama takılanları sormaktan haz duyarım. Bununla birlikte, bilmediğim konularda bilgimin yetersiz olduğunu ifade etmekten gocunmam, susmasını bilirim. Bu kendime ve karşımdakinin bilmeye olan emeğine duyduğum saygıdandır. Saygı gösterdiğim gibi, prensip olarak, saygı görmeyi de beklerim. Saygı görmediğim yerde karşımdakini, onun için bir anlam ifade edip etmemesine bakmadan, kendimden mahrum etmekle cezalandırırım.13.04.2019

Pirali Çağrı ŞENSOY

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MERKEZ VE ÇEVRE MÜCADELESİNDE TRABZON VE TRABZONSPOR

Yaşamak Üzerine Notlar: “Bu Hayatı Nasıl Yaşamak Gerekiyor” Sorusu Üzerine

Zevkler ve Renkler Tartışılır: Rölativizme/Göreceliliğe Eleştiri