MUSTAFA ÖZTÜRK'E İNFAZ ÇAĞRISI

 

'İlahiyatçıların WhatsApp grubunda Prof. Öztürk için infaz çağrısı yapıldı' (https://tr.sputniknews.com/turkiye/201812271036827740-ilahiyatcilarin-whatsapp-grubunda-prof-mustafa-ozturk-icin-infaz-cagrisi/)
+ Dün gazeteci İsmail Saymaz Twitter’da böyle bir durum açıkladı. Ben ilke olarak gizli tanık beyanlarına, kaynağı açıklanmayan haberlere pek inanmama eğilimindeyim. Üstelik sahte ve manipüle edici haberlerin ne kadar rahat yayılabildiğine çok defa şahit oldum. Bu sebeple bu haberin de bir manipülasyon ürünü olabileceği ihtimalini kayıt düşmek gerektiğine inanıyorum.
Bununla birlikte bu haber gerçek olsa da, olmasa da Türkiye’de had safhada bir linç kültürü gelişmiş vaziyettedir. En son Sayın Cumhurbaşkanı’nın Fatih Portakal’a “mandalina mıdır, narenciye midir” diye çıkışının ardından “Osmanlı Ocakları” adında bir grup Fox TV’nin önünde yüzde 52’nin diş bilediklerini söyleyerek Portakal’ı protesto etmişti (https://tr.sputniknews.com/turkiye/201812261036808441-osmanli-ocaklari-fox-tv-siyah-celenk-yuzde-elli-iki-fatih-portakal/). Türkiye’de her kesimde bir linç kültürünün ve öfkenin hâkim olduğunu vakıa olarak kabul etmek gerekiyor. Ahsen TV muhabiri olacak provokatör zat ile Millî Piyango dağıtıcıları arasında yaşanan arbedede kadınların öfkeleri ve sağlıksız tavırları da bu duruma işaret etmektedir (https://tr.sputniknews.com/turkiye/201812251036802242-ahsen-tv-muhabirine-kadinlardan-tepki/).
Mustafa Öztürk saygıdeğer bir bilim insanıdır. Görüşlerine katılır yahut katılmazsınız, dinî bir figür olarak görür yahut görmezsiniz bu kişi bir bilim yapmaktadır. Ve kanaatimce Türkiye’de bugün konuşmak cesaretini gösteren az sayıda entelektüelden biridir de kendisi. Kendisini takip edenler, dışarıdan yorum yapanların bilmediği üzere, kendisinin bir metot sahibi olduğu, bu metodoloji üzerinden bir bakış açısı geliştirmeye böylece de İslâm düşüncesine, diğer bir tabirle Türk İlahiyat (Teoloji) Bilimi’ne katkı yapmaya çalıştığını görmektedir. Mustafa Öztürk’e yapılan saldırılar yalnızca bir şahsa, bir dinî bakışa değil; Türk düşüncesine, Türk bilimine yapılmış bir saldırıdır. Teoloji (Tanrıbilim / İlahiyat) bir bilimdir, bir felsefe dalıdır. Her ne kadar bizde “imam yetiştirme okulu” şeklinde bir teknik lise bo
yutuna indirgenilmeye çalışılsa da, İlahiyat alanı temel felsefî tartışma alanlarından biridir. Bir üniversite kültürünün motoru felsefe, bu motorun en temel uzuvlarından birisi de teoloji alanıdır. Üniversiteleri “meslek eğitimi veren”, “tekniker yetiştiren” birer meslek lisesi hüviyetinden kurtarmak, özgürlükçü ve evrensel bir karaktere büründürerek “akademi” hâline getirmek Türk düşüncesinin ve medeniyetinin şahlanışının ilk adımı olacaktır. Bu anlamda Mustafa Öztürk akademinin namusudur, en başta akademi sonra da tüm yazar-çizer-okurun kendisine sahip çıkması gerekmektedir. Aksi hâlde Türk akademisi, bu hâlde adına akademi de denilebilirse, “körler sağırlar birbirini ağırlar” düsturuyla hareket eden bir meslek lisesi hâline gelecektir.

27.12.2018
Pirali Çağrı ŞENSOY

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MERKEZ VE ÇEVRE MÜCADELESİNDE TRABZON VE TRABZONSPOR

Yaşamak Üzerine Notlar: “Bu Hayatı Nasıl Yaşamak Gerekiyor” Sorusu Üzerine

İYİ/KÖTÜ VE DOĞRU/YANLIŞ KAVRAMLARININ KULLANIMI ÜZERİNE BİR NOT